aslında bu konuda daha önce yazmıştım. (deep web’e giriş rehberi)
aradan biraz zaman geçince google analytics raporlarına baktığımda, bloga arama motorlarından yönlendirilen ziyaretçilerin neredeyse yarısının deep web kelimesini ve türevlerini (giriş, nasıl girilir, nedir vs…) arayanlar olduğunu gördüm. öyle ki, kimi dönemlerde bu konu benim ismimin, yazılarımın hatta kitaplarımın önüne geçiyor.
madem öyle, çok sık yapmadığım bir şeyi yapıp tribünlere oynayacağım.ilgi gören, tıklanan konudan devam edeceğim…
önce toparlayalım; deep web yani türkçesi derin internet nedir? en geniş ve sade haliyle arama motorları tarafından listelenmeyen, bir kısmı da her web tarayıcı ile görüntülen(e)meyen internet sitelerinin genel ismi…
peki neden arama motorları bu siteleri listelemiyor? birincisi, listelemek istemiyorlar. bu sitelerin büyük kısmı kontrolsüz bir içeriğe, bir kısmı ise yasadışı içeriğe sahip. yani büyük arama motorları, yasalarla, devletlerle, kurumlarla, kişilerle … hukuki sorunlar yaşamamak ve suça aracılık etmemek için bu siteleri görmezden geliyor ve bir tür filtre uyguluyor. ikincisi, bu siteleri oluşturanlar da bunu istemiyor. bu yüzden siteler genelde kişisel sunucularda barındırılıyor, arama motorlarının robotlarının algılayamadığı dinamik html sayfalar kullanıyor, her web tarayıcısının çözümleyemediği uzantılar ve karmaşık url’ler kullanıyorlar.
deep web’te ne var? gerçek hayatta arka sokaklarda, yeraltı dünyasında, kapalı kapılar ardında ne varsa o… deep web’i uzaylılar oluşturmadı, o içeriği üretenler sizsiniz, biziz… belki komşunuz, belki okuldaki hocanız, belki erkek / kız arkadaşınız… deep web’te içerik var. hayal bile edemeyeceğiniz oranda kalabalık -ve aynı zamanda karmaşık- bir içerik. hemen her konuda forumlar, çeşitli torrent arşivleri (filmler, müzik albümleri, e-kitaplar, dökümanlar…) , akla gelebilecek her ihtiyaca hizmet eden satılık / kiralık ilanları… elbette pornonun en leş türleri… yasadışı dökümanlar, komplo teorilerine ait internet siteleri, anarşizm başta olmak üzere bir çok siyasi / felsefi görüşe dair bloglar…
deep web’e nasıl ulaşırım? aslında çok basit. bu segmentteki sitelerin büyük çoğunluğu .onion şeklindeki bir uzantıya sahip. bu uzantı onion browser isimli modifiye edilmiş bir tarayıcı ile görüntülenebiliyor. ayrıca bu sitelerin yer aldığı ağa tor ismi veriliyor. temel olarak, içerik kişisel bilgisayarlarda barındırılıyor ve tor ağı, bu içeriği başkalarıyla paylaşıma açmanıza / paylaşanlara erişmenize olanak sağlıyor. bu erişim sırasında, yine tor kullanan bir kaç bilgisayarı daha köprü olarak kullandığınız için olay biraz karmaşıklaşıyor. ve doğal olarak aşırı biçimde yavaşlıyor. onion browser’a ve tor istemcisine basit bir google araması ile ulaşıp kurabilirsiniz.
deep web’e girmeli miyim? tabii ki içindeki yasadışı içerikler ve kontrolsüz kimselerin bu içeriklere ulaşabilme ihtimali nedeniyle kesinlikleönermiyorum. sigara içmenizi, aşırı alkol tüketmenizi, aşırı hızlı araba kullanmanızı, ateşli silahlarla oynamanızı da önermiyorum. beni dinliyor musunuz sanki?
başım belaya girer mi? eğer yasadışı içerikle çok fazla zaman geçirir, bilgisayarınıza indirir ya da karşıya yüklerseniz, buradan edineceğiniz içeriği başkalarıyla kontrolsüz biçimde paylaşırsanız, bunları bilgisayarınızda saklarsanız, uyuşturucu sipariş edip kargoyla adresinize gelmesini bekler ya da fizik öğretmeninizi öldürmesi için bir kiralık katille anlaşırsanız, büyük ihtimalle yasalarla başınız derde girecektir. “deep web izlenemez” palavrasına inanmayın.
bunun haricinde, tor istemcileri sizin bilgisayarınızı da bir “çıkış noktası” haline getirecektir. bu şu demek; deep web’e giren bir başkası, herhangi bir içeriğe sizin üzerinizden erişecek, yani bir köprü görevi göreceksiniz. bu da; ip numaranızın suça bulaşmasına olanak sağlayabilir. siz işlemeseniz bile…
deep web’te ne yok? forumlarda, sözlüklerde çoluk çocuğun laflarına kanmayın. elbette oralarda nükleer füzelerin fırlatma kodlarına falan rastlayamazsınız… dünyayı kurtaramaz ya da bir dünya savaşı başlatamazsınız.
gözlerime inanayım mı? hem evet, hem de hayır. kiralık katil ilanına inanıp, 10 bin euro falan göndermeye kalkmayın. glock tabanca ya da bazuka ilanının gerçek olmadığına da emin olun. ya da neden birileri çıkıp bir internet sitesinde köle satsın ki? öte yandan, evet inanın. dünya gerçekten orada gördüğünüz kadar pislik bir yer… bunun için iki-üç gün boyunca gazetelerin üçüncü sayfalarını takip etmeniz yeter.
(Bu Siteden Aliıntıdır)
